(Hadis-i şerifte, (Ümmetim yetmiş üç fırkaya ayrılır, yetmiş ikisi Cehenneme gider, yalnız bir fırkası kurtulur. Bu fırka, benim ve Eshabımın yolunda gidenlerdir) buyuruldu. Bu fırkaya Ehl-i sünnet denir.) [C.2, m.67]
Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(İnsanlar, dinde çeşitli gruplara bölündüler.
Her grup, kendi yolunu doğru sanıp sevinmektedir.)
[Müminun 53]
Bir kimse, kendi başına Kur’an-ı kerimi ve hadis-i şerifleri okuyup da doğru yolu bulamaz. İşin ehli olan âlimlere ihtiyaç vardır. 73 sahte altının içine bir tane hakiki altın konsa, bunu sarraflardan başkası anlayamadığı gibi, 73 fırkadan hangisinin doğru olduğunu da ancak Ehl-i sünnet âlimleri anlar.
Akıl ile doğruyu bulmaya çalışırsak bu çok güç, hatta imkansızdır. Her fırkadaki insan, “Bu fırka doğru yolda” diyor. Bu işte selim olmayan akıl ölçü olmaz. Ölçü olsaydı, 72 sapık fırka meydana çıkmazdı. Her fırkaya girenler de, aklına göre bu fırkaları tercih etmiştir. Akla uyulursa, insan sayısı kadar fırka meydana çıkar.
Piyasada birçok kitap, birçok grup var. Bunlar için
bizim iyi veya kötü dememizin bir kıymeti yok. Yani bir
insan biz iyi deyince iyi olmaz, biz kötü deyince kötü
olmaz. Şahıs ismi kitap ismi önemli değil. Binlerce âlim
ve kitap var. Elimizde ölçü olursa rahat ederiz,
kendimiz anlarız. Ölçüyü imam-ı Rabbani hazretleri
veriyor:
(Bir hükmün doğru veya yanlış olduğu Ehl-i sünnet
âlimlerinin bildirdiklerine uygun olup olmamakla
anlaşılır. Çünkü Ehl-i sünnet âlimlerinin
bildirdiklerine uymayan her mana, her buluş
kıymetsizdir, yanlıştır. Çünkü her sapık, Kur’an ve
sünnete uyduğunu sanır, sapıklığının doğru olduğunu
iddia eder. Yarım aklı, kısa görüşü ile, bu kaynaklardan
yanlış manalar çıkarır. Doğru yoldan kayar, felakete
gider. Âyet-i kerimede, (Kur’an-ı kerimde
bildirilen misaller, çoklarını küfre sürükler, çoklarını
da hidayete ulaştırır) buyuruluyor. Ehl-i
sünnet âlimlerinin bildirdikleri manalar doğrudur,
bunlara uymayanlar yanlıştır.) [1/ 286]Demek ki
doğru olmanın ölçüsü, Ehl-i sünnet âlimlerinin
kitaplarına uymasıdır.
Yine Ehl-i sünnet âlimleri buyuruyor ki:
Allahü teâlâ, İslamiyet’i doğru olarak öğrenmek
isteyene, bunu nasip edeceğine söz verdi. Allah sözünden
dönmez. Bunun için, Ya Rabbi, sana inanıyorum,
seni ve Peygamberlerini seviyorum. İslam bilgilerini
doğru olarak öğrenmek istiyorum. Bunu bana nasip et ve
beni, yanlış yollara gitmekten koru diye dua
etmeli, istihare yapmalı! Cenab-ı Hak ona doğru yolu
gösterir.
Allahü teâlânın sözüne güvenmeli, Ona sığınmalıdır.
Kuran-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Doğru yolu arayanları, saadete ulaştıran
yollara kavuştururuz.) [Ankebut 69]
(Allah, kendisine yöneleni doğru yola iletir.)
[Şûra 13]
(Allah asla verdiği sözden dönmez.) [Zümer
20]
Şu anda çeşitli gruplardaki insanların da, böyle dua etmekten çekinmemeleri gerekir. Hâşâ Allahü teâlâ yanlış bir iş yapmaz. Belki yanlış yolda olabilirim diye düşünerek, Ya Rabbi hangi grup doğru yolda ise, senin rızan hangi grupta ise, bana onu nasip eyle diye dua etmelidir. Eğer grubu doğru ise, duanın bir zararı olmaz. Grubu yanlış ise, ihlasla yaptığı dua sebebiyle doğruya kavuşmuş, kurtulmuş olur. Dua etmekten çekinmemeli, Ya Rabbi, doğru olan hangi grup ise bize onu nasip eyle demelidir.
Dünyadan herkes ahirete yolculuk yapıyor. Herkes bir vasıtaya binip gidiyor. Bir vasıtaya binmek değil, doğru vasıtaya binmek önemlidir. Yanlış vasıtaya binen, istediği yere değil, vasıtanın gittiği yere gider. Kâbe’ye gitmek için niyet edip Paris’e giden uçağa binen, niyeti halis olsa da Kâbe’ye varamaz.
Allahü teâlâ rızka kefildir ama imana kefil değildir. Doğru iman sahibi olmaya çalışmalıdır. İtikadı düzeltmeden önce ibadet etmenin faydası olmaz. Doğru itikad, ehl-i sünnet itikadıdır. Doğru itikad 1 rakamı gibidir. İhlaslı ibadetler sağına konan 0 [sıfır] rakamı gibidir. Bir sıfır konunca 10, iki sıfır konunca 100 olur. Sağına ne kadar 0 konursa değeri artar. 1 çekilirse hepsi 0 olur. İhlassız, yani riya ile yapılan ameller de, soldaki sıfır gibi yani 1 rakamının soluna konan sıfır gibi değersizdir. İtikad doğru olunca ibadetleri arttırmak, insanın gayretine, ihlasına, ilmine bağlıdır. İstediği kadar artırır. Ancak, doğru itikadı, yani ehl-i sünnet itikadı yoksa ibadetlerinin hiç faydası olmaz, soldaki sıfır gibi değersizdir.
Bütün dünya bize verilse, fakat itikadımız düzgün değilse, hâlimiz haraptır. Eğer bütün dertler bize verilse, itikadımız doğru ise, üzülmek gerekmez. Doğru itikadın Ehl-i sünnet vel-cemaat olduğunu İslam âlimleri ittifakla bildirmişlerdir.